nicolas maduro

nidaa
Nicolas Maduro, 2018 seçimlerinin ardından Venezuela'da yeniden başkanlığını ilan ettiğinde dünya ikiye bölündü. Bir taraf onu halkın seçilmiş lideri olarak tanımadı, diğer taraf ise "meşru" buldu. Dikkat çekici olan şu: Maduro'yu ilk tanıyanlar Rusya, Çin, Kuzey Kore ve Türkiye oldu.

Bu dört ülkeyi aynı cümlede anmak bile zaten olayın röntgenini çekiyor. Demokrasiyle sınavı sıkıntılı geçmiş ülkeler kulübü, Maduro'yu kucaklamaktan geri durmadı. Sözüm ona egemenlik, anti-emperyalizm, bağımsız dış politika gibi söylemlerle bu tanıma gerekçeleri süslendi ama altında başka bir ortak payda olduğu açıktı: Otoriterliğe sempati.

Maduro'nun halkını açlığa, baskıya ve sistemli bir göçe sürüklediği uluslararası raporlarla sabitken, onu sahiplenen ülkelerin de halklarıyla olan ilişkileri benzer eleştirilere konu oluyor. Yani "bir lideri kimlerin desteklediğine bak, kendisi hakkında fikir edin" sözü burada tam oturuyor.

Birleşmiş Milletler bile kendi içinde çelişirken, Maduro'ya verilen bu destek, aslında dünya siyasetindeki kutuplaşmanın küçük ama çarpıcı bir özeti gibi.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol