ne bir fabrikada vardiya,
ne sekiz saatlik mesaide ter,
ama yine de gece uykusuz, sabah halsiz.
çünkü bu yorgunluk, bedensel değil, varoluşsal.
“ne yapıyorsun?” sorusuna cevap verememekten,
sürekli bir yerlere geç kalma hissinden,
hiçbir şey yetiştirmemişken bile hep geç kalmaktan,
ve en kötüsü: geleceğe dair net hiçbir planın olmayışından gelen bir yorgunluk bu.
bu nesil ne kazanmayı ne kaybetmeyi tam yaşadı.
hep bir şeylerin ortasında kalıp,
yaşadığını bile doğru düzgün hissedemedi.
bu yüzden bir gün dolu dolu geçse bile, akşam "hiçbir şey yapmadım" der.
çünkü gerçek üretimle değil, zihinsel döngülerle yaşıyor.
günün sonunda çalışmamış ama bitmiş gibi hisseder.
çünkü asıl yorgunluk,
kendini ispatlamaya çalışmaktan, umutla hayal kurup sonra ülke gündemine uyanmaktan gelir.
kısaca:
bu nesil yorgun.
çünkü çalışmıyor değil,
sürekli “çalışmazsan kaybolursun” tehdidiyle yaşıyor.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?