cemil eryürek

dolayli tumlec
Mehmed Cemil Efendi, 1900 yılında İstanbul'da doğdu. Hayatının erken dönemlerinde okul başarısı parlak olmadı ve bu nedenle 500 kuruş maaşla İstanbul'da 1557 sayılı polis memurluğuna atanarak memuriyet hayatına başladı. Ancak genç yaşta bir olaya karışması, kariyerinin başlangıcını gölgede bıraktı.

12 Şubat 1919'da başlayan polislik kariyeri, sadece altı ay sonra, karıştığı olay nedeniyle kesintiye uğradı. Bakırköy Başkomiseri İhsan Bey tarafından hazırlanan rapora göre, 31 Ağustos 1919'da Gülhane Parkı civarında türk kadınlarına sarkıntılık eden fransız askerlerine tepki gösterince çıkan bir çatışmada Senegal asıllı iki Fransız askerini öldürdü. Bu olay sonucunda, Türk resmi makamlarının onayı ile itilaf zabıtası tarafından teslim alındı ve Fransız tevkifhanelerine gönderildi.

Yaklaşık altı ay süren tutukluluğun ardından 27 Şubat 1920'de Fransız mahkemesi tarafından on yıl kürek cezasına çarptırıldı. Bu süre zarfında, ceza kolonisinden ayrılamayan mahkûmlar için uygulanan bir kural gereği, cezasını tamamlamak için adada kalmak zorunda kaldı. Bu, Mehmed Cemil Efendi için Şeytan Adası'nda (Île du Diable) tam 20 yıl anlamına geliyordu.

12 Mart 1920'de, Mehmed Cemil Efendi Fransız Guyanası'na sürgün edildi. Bu ceza kolonisi, her yıl gelen 700 mahkûmdan 400'ünün ilk yılda öldüğü zorlu bir ortamdı. Burada, ağaç kesme, kütük taşıma, şapkacılık, çöpçülük, terzilik, anahtarcılık gibi işlerde çalıştırıldı.

O 8 uzun yıl boyunca, tek yapabildiği, vatanına mektuplar yazmak ve yardım istemek oldu. Bu sırada, Mehmet Zekeriya (Sertel) Bey'in haftalık Resimli Perşembe dergisi, Mehmed Cemil Efendi'nin hikayesini "Şeytan Adası'nda Bir Türk Polisi" başlığıyla yayınladı. Bu yazılar, Türk kamuoyuna unutulan bir dramı hatırlattı.

Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle Dışişleri Bakanlığı ve Paris Büyükelçiliği aracılığıyla girişimler hızlandı ve sonunda Mehmed Cemil Efendi'nin cezasının geri kalan kısmı affedilerek serbest bırakıldı.

1929 Mart'ında Fransız Guyanası'ndan serbest bırakılan genç polis, ancak 1 Nisan 1929'da İstanbul'a dönebildi. 1934'te soyadı kanunu çıkarılınca da Cemil Eryürek adını aldı. Esaretin ardından polis memuriyetine geri döndü, ancak daha fazla zamanı olmadı. Cemil Eryürek, 22 Ağustos 1944'te sadece 44 yaşında yaşamını yitirdi.

Cemil Eryürek'in hayat hikayesi, hem kişisel cesareti hem de Türk milletine olan bağlılığıyla hatırlanmalıdır. Unutulmaz bir Türk polisin dramı, yaşadığı zorluklar ve sonunda özgürlüğüne kavuşma hikayesiyle tarihimizin önemli bir parçasını oluşturuyor.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol