confessions

cografya kaderdir

1. nesil Yazar - uzman yazar - Yazar -

  1. toplam entry 65
  2. takipçi 5
  3. puan 2552

serkan inci'nin doktorların yurtdışına gitmesine kızması

cografya kaderdir
İnci sözlük kurucusu Serkan inci, yurtdışına giden doktorlar için "türk milletinin vergisiyle okudun, almanlara hizmet ediyorsun" diyor.
peki soralım:
doktor, eğitim boyunca vergilerle okuduğu kadar şiddet, hakaret, düşük maaş ve tükenmişlikle karşılaşmadı mı?

kamu hizmeti elbette önemli. ama hizmetin olduğu yerde bir miktar insanlık, güvenlik ve yaşam kalitesi de gerekir.
kimse 6 yıl tıp okuyup, 36 saat çalışıp, hasta yakını tarafından darp edilip sonra bir de sosyal medyada linçlenmek istemez.

zorunlu hizmet tartışılır. ama bunu savunurken doktoru sanki “devletin kölesiymiş” gibi göstermek, niyetin hizmet değil tahakküm olduğunu gösterir.

doktorlar gidiyor çünkü burada sadece mesleklerini değil, ruh sağlıklarını da koruyamıyorlar.
asıl adaletsizlik, buna rağmen hâlâ "niye gittin?" diye sorgulanmaları.

çam ve sakura'da 9 yaşındaki engelli çocuk skandalı

cografya kaderdir
9 yaşında, ağır zihinsel ve bedensel engelli bir kız çocuğu. 19 Mart'ta zatürre teşhisiyle hastaneye yatırılıyor. Tedaviye yanıt vermeyince 30 Mart'ta yoğun bakıma alınıyor, entübe ediliyor. 7 Nisan'da doktorlar, çocuğun genital bölgesinde kanama fark ediyor. Kadın doğum uzmanı çağrılıyor ve istismar bulguları tespit ediliyor.

Olayın ardından savcılık, hastanenin güvenlik kameralarını incelemeye alıyor. Yoğun bakıma girip çıktığı belirlenen 26 kişi—aralarında temizlik görevlileri, sağlık personeli, doktorlar ve aile üyeleri bulunuyor—hakkında adli ve idari soruşturma başlatılıyor.

Sağlık Bakanlığı, olayın ardından yaptığı açıklamada, “Hekimlerimiz tarafından muayene esnasında tespit edilen şüpheli durumla ilgili ivedi harekete geçilmiş ve incelemeci atanmıştır. Ayrıca söz konusu şüpheli durum, derhal adli makamlar ile Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ile paylaşılmıştır” ifadelerini kullandı.

Bu olay, sadece bireysel bir suç değil, aynı zamanda sistematik bir denetimsizliğin ve ihmalkârlığın sonucu. Hastaneler, en savunmasızların sığındığı yerler olmalı; ancak bu olay, güvenliğin ve denetimin ne kadar yetersiz olduğunu gözler önüne seriyor.

Soruşturmanın sonucu ne olursa olsun, bu olayın sorumluları en ağır şekilde cezalandırılmalı ve benzer olayların bir daha yaşanmaması için gerekli önlemler alınmalıdır.

kanal istanbul

cografya kaderdir
yaklaşık 12 yıldır arada bir gündeme gelen, sonra unutulan, sonra “kesin yapacağız” denilen, sonra yine ertelenen bir proje.
kanal istanbul, ilk kez 2011 yılında dönemin başbakanı recep tayyip erdoğan tarafından “çılgın proje” olarak açıklandı.
ama aradan geçen 13 yılda, hala bir kazma vurulmuş değil.
projenin amacı, boğaz trafiğini azaltmak ve yeni bir suyolu açmak gibi lanse edilse de, işin içinde arsa rantı, yeni şehir kurulumu ve mega müteahhit çıkarları olduğuna inanan çok kişi var.

marmara denizi ile karadeniz'i birbirine bağlayacak bu kanal, teknik olarak ikinci bir boğaz demek.
yaklaşık 45 km uzunluğunda olacak, 275 metre genişliğinde ve 20 metre derinliğinde planlanıyor.
ama bu büyüklüğün çevre üzerindeki etkisi ne olur?
işte tartışma burada başlıyor.

eleştiriler neler?

istanbul'un su kaynaklarına zarar verebilir, çünkü kanalın geçeceği güzergahta sazlıdere barajı var.

kanalın deniz ekosistemini bozacağı söyleniyor.

deprem riski olan bir bölgede böyle bir kazı projesinin ciddi sonuçlar doğurabileceği söyleniyor.

ayrıca proje, montrö sözleşmesi kapsamında boğaz geçişlerini etkiler mi tartışması da var.

ve tabii ki maliyet… milyarlarca dolar tutacağı hesaplanıyor.

şimdiye kadar ne oldu?

imar planları hazırlandı, bazı bölgelerde kamulaştırmalar başladı.

bazı arsa satışları gündem oldu, özellikle arap yatırımcıların bölgeden toprak aldığı iddiaları çok konuşuldu.

ama fiziksel olarak kazma vurulmadı.

2021 yılında “ilk köprü temel atıldı” denildi ama sonra herhangi bir gelişme yaşanmadı.

ve 2025 itibarıyla ulaştırma bakanı “kesinlikle yapacağız” diyor, ama çevre bakanı “gündemimizde yok” diyor.

yani durum şu:

proje var mı? var.
yapılacak mı? belki.
yapılmalı mı? çok büyük bir tartışma konusu.

bir yandan çevre, bir yandan siyaset, bir yandan mega rant.
kanal istanbul, türkiye'de sadece bir mühendislik projesi değil.
aynı zamanda bir niyet testi.
şehri sevenle, arsayı seveni ayıran bir eşik gibi.

kanal istanbul'u kesinlikle yapacağız

cografya kaderdir
ulaştırma ve altyapı bakanı abdulkadir uraloğlu, “kanal istanbul'u kesinlikle yapacağız, asla vazgeçmedik” dedi.
aynı günlerde çevre bakanı “şu an gündemimizde yok” diyordu.
e şimdi biz neye göre gündem oluşturacağız?
muhalefet referandum isterken, iktidar zamanlamaya odaklanmış.
ama halkın çoğu hâlâ şu sorunun cevabını arıyor:
“bizim önceliğimiz gerçekten bu mu?”

kadın yönetici ile çalışmak

cografya kaderdir
kadın yöneticiyle çalışmak zor değil. ama onunla çalışamayanlar var — sebebi de “otoriteyi kadın görünce gerilen erkek egosu.”

şöyle bir gerçek var:

erkek yönetici bağırınca “disiplinli,”

kadın yönetici aynı şeyi yapınca “çok sinirli, regli olabilir.”

erkek yönetici geç kalınca “yoğundu,”

kadın yönetici geç kalınca “yöneticiliğe alışamamış.”

erkek direktif verince “kararlı,”

kadın verince “çok kontrolcü.”

yani mesele yönetici değil, algı.
kadın olunca her davranışı karakter analiziyle yorumluyorlar.
çünkü hâlâ çoğu kişi kadını yönetici değil, "takım ablası" gibi konumlandırıyor.
ona emir verilebilir ama o emir verirse tuhaf geliyor.

ve evet, bazı kadın yöneticiler zor olabilir.
ama bu onların cinsiyetiyle değil, karakteriyle ilgilidir.
erkek yöneticiler de zor olabiliyor.
ama kimse “erkekle çalışmak zor” demiyor mesela.

şunu anlamak gerekiyor:
yönetici, yöneticidir.
cinsiyetiyle değil, tutumuyla değerlendirilir.
kadın yöneticiyle çalışmak başlı başına “entry konusu” olmamalı aslında,
ama buradayız çünkü hâlâ bazıları bu fikre alışamamış durumda.

elektrikli araba alacak gibi hissedenler

cografya kaderdir
elektrikli araçlar artık her yerde ama hâlâ kimsenin cebinde değil gibi.
markalar kampanya yapıyor, modeller çoğalıyor, kredi vadeleri uzuyor… ama hâlâ çoğu kişi sadece bakıyor.
çünkü başlıklar çok ulaşılabilir, rakamlar hiç ulaşılmaz.

örnek:

“300 km menzil, 1 milyon 200 bin TL'den başlayan fiyatlarla”

ama o “başlayan” hiçbir zaman denk gelmiyor.

bayi arıyorsun: “o model kalmadı ama 1 milyon 900'e şu var.”

bir de “şarj istasyonu yaygınlaşıyor” deniyor. nereye yaygınlaştı? sahile mi?

ayrıca çoğu kişi hâlâ şu ikilemde:
“bu kadar para verip bir de 6 saatte mi şarj edeceğim?”
çünkü alışkanlık başka, sistem başka.
toplu taşımanın bile düzgün çalışmadığı yerde, elektrikli altyapı hala hayal gibi.

ve en önemlisi:
bize göre değil, çünkü ekonomi bize değil.
elektrikli araç çevreci, yenilikçi, sessiz olabilir ama…
cebe gelmeyen her teknoloji, sayfa geçişi gibi kalıyor.
okunmadan geçiliyor.

doktor maaşının gereğinden fazla olması

cografya kaderdir
tartışılması gereken ama çoğu zaman yanlış yerden tutulan bir konu.
çünkü mesele doktorun ne kadar kazandığı değil, toplumun geri kalanının ne kadar az kazandığı.
asgari ücretle çalışan biri için, 60-70 bin lira maaş “uçuk” gelebilir.
ama aynı doktor:

36 saat uykusuz kalıyor,

hastaya geç kaldı diye dayak yiyor,

bir yanlış anlaşılmada linçleniyor,

yurtdışına gitmek için sınava hazırlanıyor,

ameliyatta sorumluluğu tek başına taşıyor,

her mesleki kararı hayat-memat çizgisinde veriyor.

bu ülke yıllarca doktorlara "eli cebinde gezen memur" muamelesi yaptı.
o yüzden bugün 1 doktor, 10 doktorun iş yüküyle çalışıyor.

sorun şu:
doktor maaşını çok bulanlar, onu kıyasladıkları başka maaşlar üzerinden değerlendiriyor.
ama kıyas adaletsizliğin kendisi.
doktorun maaşı değil, diğer mesleklerin yoksunluğu tartışılmalı.

ha bir de:
her ay on binlerce tıp öğrencisi mezun oluyorsa,
ve binlercesi daha mezun olmadan yurt dışına gitmek istiyorsa,
sorun ne kadar maaş aldığı değil, bu maaşı burada hak ettiği güveni ve saygıyı bulamıyor olmasıdır.

kazada ölen tır şoförünün malını volvo'ya dolduran şahıs

cografya kaderdir
diyarbakır'da yaşanmış trajikomik bir olay. tır devriliyor, sürücü hayatını kaybediyor. olay yerine gelen bazı "vatandaşlar" kazadan sonra yere saçılan ürünleri toplamaya başlıyor. buraya kadar, "yoksulluk" bahanesiyle açıklanmaya çalışılan ama yine de doğru bulunmayan klasik manzara.

fakat bu olayda bir fark var: yere saçılan malları toplayanlardan biri, yaklaşık 5 milyon liralık volvo xc90 marka cipiyle geliyor, bagajını ağzına kadar dolduruyor ve gayet rahat bir şekilde bölgeden uzaklaşıyor.

bu da bize gösteriyor ki mesele sadece ekonomik değil, tamamen ahlaki. lüks araçlara binmekle, marka kıyafet giymekle, kibar konuşmakla insan olunmuyor. ölen bir insanın ardından mallarına çökme cesareti, ancak içi tamamen boşalmış bir vicdanın ürünü olabilir.

birilerinin malına çökmek için ölmesini bekleyenlerin toplumda ne kadar çok olduğunu, ama bu kadarını artık açık açık sergilemekten utanmadıklarını görmek utanç verici. o bagajda ne var bilmiyorum ama insanlık yok orası kesin.

klkım

cografya kaderdir
Klkım Yılın ilk 9 ayında net dönem karını bir önceki yılın aynı dönemine göre %120 oranında artıran Kalekim'in net dönem karı bu yıl 603 milyon TL olarak gerçekleşti.

Şirketin bu dönemdeki yurt içi satışları da bir önceki yılın aynı dönemine göre %89, yurt dışı satışları ise %61 oranında arttı. Kalekim'in yılın ilk 9 ayındaki net satışları ise, %79 artışla 2,5 milyar TL oldu.

kanal blabla

cografya kaderdir
İyi biz izleyici kitlesi yakalayacağına eminim. Yılmaz Özdil diğer gazeteler gibi değil. Olaylara farklı bakıp bunu dikkat çekici biçimde, kendine has üslubuyla dile getirebiliyor. Fatih Altaylı gibi bazı videoları gündem olacaktır. Hayırlı olmasını diliyorum. #blablatv

ali yerlikaya

cografya kaderdir
Ali Yerlikaya'nın performansı çok iyi. Bu operasyonları saray'ın çizdiği alanlarda mı yapıyor, yoksa ülkeyi tekrar güvenli hale getirmek için mi yapıyor bilemiyorum şimdilik. Öyle ya da böyle olumlu gelişmedir.

başbakanın oğlunun 75 bin dolarlık otelde kalması

cografya kaderdir
Ekvator Ginesi'nin lideri, aynı zamanda başkan yardımcısı olan isim Teodoro Obiang'dir.

Geçen hafta New York'ta konakladığı çatı dairesi için 75 bin dolarlık gece başı ücret ödemiş.

Obiang, pahalı zevklerle meşhur bir züppedir. Aynı zamanda spor araba koleksiyoneri beyzademiz.

Ülkesine Birleşmiş Milletler'den yardım almak amacıyla özel jetiyle New York'a gelmiştir. Ekvator Ginesi, nüfusunun yüzde 70'inden fazlasının günlük 2 doların altında yaşamak zorunda olduğu, açlıkla mücadele eden bir ülke burası. Halkın neredeyse yarısının temiz suya erişimi bulunmuyor.

Teodoro Obiang, başkan yardımcılığı öncesinde tarım bakanlığı, ülkesinin ABD büyükelçiliği ve dışişleri bakanlığı gibi görevlerde bulunmuştu. Fransız yetkililere göre sadece tarım bakanlığı döneminde 120 milyon dolardan fazla parayı zimmetine geçirmiş.

ABD'de diplomatik görevdeyken Malibu sahilinde lüks bir malikâneye yerleşmiş ve buranın temizlik ve bakımından sorumlu hizmetlilere 62 bin dolar borçlanmıştır. Yani sadece hırsız değil, aynı zamanda savurgandır.

Bu bilgiler, Ekvator Ginesi halkının karşılaştığı zorlukları gösteriyor. Ancak, halk için yardım toplamak adına BM'ye gelmiş olması düşündürücüdür.

unicorn şirketler

cografya kaderdir
Değerlemesi en az 1 Milyar Dolar olan şirketler Türkiye'de unicorn şirketler listesine dahil ediliyor.

Unicorn şirket olmak için genellikle aşağıdaki koşulların sağlanması gerekmektedir:

Değerlemesi 1 Milyar Dolar veya Daha Fazla Olmalıdır: Unicorn bir girişim, en az 1 milyar dolarlık bir piyasa değerlemesine ulaşmalıdır. Bu, şirketin hisse senetlerinin ya da değerli varlıklarının toplam değerini ifade eder.

Hızlı Büyüme: Unicorn olmak için şirketin hızla büyümesi ve büyük bir pazar payı elde etmesi genellikle gereklidir. Şirketin gelirleri, kullanıcı sayısı veya müşteri tabanı hızla artmalıdır.

inovasyon ve Teknoloji Odaklılık: Çoğu unicorn teknoloji veya yenilik odaklı bir sektörde faaliyet gösterir. Yenilikçi ürünler veya hizmetler sunarak rekabet avantajı elde ederler.

Yatırım Alma: Unicorn olmak genellikle büyük yatırımlar gerektirir. Bu yatırımlar, şirketin büyümesini hızlandırmak ve yeni pazarlara girmek için kullanılır.

Büyük Pazar Potansiyeli: Unicorn olmayı hedefleyen şirketler, hedefledikleri pazarın büyük bir büyüme potansiyeline sahip olduğunu göstermelidirler.

Türkiye'de ve dünyada unicorn şirketler, genellikle teknoloji, internet, e-ticaret, yazılım gibi sektörlerde ortaya çıkarlar. Ayrıca, bu şirketler genellikle yatırım turu sırasında büyük risk sermayesi yatırımcılarından büyük miktarda finansman sağlarlar. Unicorn şirketler, büyük bir değerlemeye ulaştıklarında genellikle halka açılmayı veya daha büyük bir şirket tarafından satın alınmayı düşünürler.

Türkiye'de unicorn şirketler
Peak Games
Getir
Dream Games
Hepsiburada
Trendyol
Insider
Papara
Mia Teknoloji

bist işlem saatleri

cografya kaderdir
Borsa istanbul (BİST), belirli saatler arasında işlem gören bir finansal piyasadır ve günlük işlemlerini belirli seanslar içerisinde gerçekleştirir. BİST işlem saatleri ve seansları şunlardır:

Açılış Seansı: Sabah saat 09:15'te başlar ve 09:55'te sona erer. Bu seans, günlük işlem faaliyetlerinin başladığı ilk seanstır.

Sürekli İşlem Seansı: Açılış seansının ardından gelir ve 10:00'da başlar. Öğle arası hariç olmak üzere öğlen 12:30'a kadar devam eder. Öğle arasından sonra 14:00'te yeniden başlar ve 17:40'ta sona erer. Bu seans, en fazla işlem gören ve likiditenin yüksek olduğu ana seanstır.

Kapanış Teklif Seansı: Sürekli işlem seansının sona ermesinin ardından gelir ve 17:40'ta başlar. 18:00'de sona erer. Bu seans, gün sonunda fiyatların belirlenmesi için kullanılır.

Kapanış Seansı: Kapanış teklif seansının hemen ardından başlar ve 18:00'de başlar ve 18:10'da sona erer. Bu seans, son işlemlerin gerçekleştirildiği ve kapanış fiyatlarının belirlendiği bir seanstır.

BİST işlem saatleri ve seansları, yatırımcıların alım satım işlemlerini gerçekleştirebilecekleri zaman dilimlerini belirler. Bu seanslar içinde fiyatlar ve işlem hacmi değişiklik gösterebilir ve yatırımcıların stratejilerini oluştururken bu faktörleri göz önünde bulundurmaları önemlidir.

BİST İşlem Saatleri ve Seans Açıklamaları

Hisse (Pay) Piyasası Seans Saatleri
I. Sürekli İşlem Gören Hisse (Paylar)
09:40 - 09:55 Gün başı Açılış Seansı için Emir Toplama(*)
09:55 - 10:00 Eşleştirme/Fiyat Belirleme
10:00 - 13:00 Sürekli İşlem
13:00 - 13:55 Gün Ortası Tek Fiyat Seansı (Emir Toplama) (*)
13:55 - 14:00 Eşleştirme/Fiyat Belirleme
14:00 - 18:00 Sürekli İşlem
18:01 - 18:05 Kapanış Seansı
18:05 - 18:08 Eşleştirme/Fiyat Belirleme
18:08 - 18:10 Kapanış Fiyatlı İşlemler

(*): Emir Toplama aşamalarında talimatlar Borsa İstanbul A.Ş.'ye iletilecek ve oluşacak Tek Fiyattan verilen emirler, izleyen “Eşleştirme” bölümünde gerçekleştirilecektir.
(**)Tek fiyattan işlem gören hisse (paylar) için gün içerisinde toplanan emirler 5 ayrı eşleştirme bölümünde eşleştirilir. 18:08-18:10 arasında ise, kapanış fiyatından verilen emirler işlem görür.

II. Tek Fiyattan İşlem Gören Hisse (Paylar)(**)
09:40 - 09:55 Gün başı Açılış Seansı için Emir Toplama(*)
09:55 - 10:00 Eşleştirme/Fiyat Belirleme
10:00 - 12:55 Tek Fiyattan Emir Toplama (*)
12:55 - 13:00 Eşleştirme/Fiyat Belirleme
13:00 - 13:55 Gün Ortası Tek Fiyat Seansı (Emir Toplama) (*)
13:55 - 14:00 Eşleştirme/Fiyat Belirleme
14:00 - 17:55 Tek Fiyattan Emir Toplama (*)
17:55 - 18:00 Eşleştirme/Fiyat Belirleme
18:01 - 18:05 Kapanış Seansı
18:05 - 18:07 Eşleştirme/Fiyat Belirleme
18:08 - 18:10 Kapanış Fiyatlı İşlemler

III. Varantlar ve Rüçhan Hakkı Kuponları
10:00 - 13:00 Sürekli İşlem
13:00 - 14:00 Ara
14:00 - 18:00 Sürekli İşlem

Açılış Seansı nedir?
Açılış Seansı, Borsa İstanbul Pay Piyasası'nda kullanılan özel bir işlem seansıdır. Bu seans sırasında, hisse senedi alış ve satış emirleri toplanır ve belirli bir süre sonunda tek bir açılış fiyatı belirlenir. Açılış fiyatı, en fazla işlemin gerçekleştiği fiyat seviyesidir.

Açılış Seansı, iki aşamada gerçekleşir. İlk aşamada emirler toplanırken, ikinci aşamada en çok alıcı ve satıcı bulunan fiyat seviyesinden tek bir açılış fiyatı hesaplanır. Bu süreçte emirlerin fiyatları iyileştirilebilir veya kötüleştirilebilir, ancak işlemler henüz gerçekleşmez.

Tek Fiyat Yöntemi nedir?
Tek Fiyat Yöntemi, bu seansın işleyişini tanımlayan bir yöntemdir. Bu yöntemde, belirli bir süre boyunca emirler eşleştirilmez ve en fazla işlem miktarının gerçekleşmesini sağlayan tek bir fiyat seviyesi belirlenir. Açılış Seansı sırasında verilen emirler, sürekli müzayede seansına iletilmek üzere kabul edilir.

Kapanış Seansı
Kapanış Seansı, normal seansın sonunda gerçekleşen özel bir işlem seansıdır. Bu seans sırasında normal seans sürecinden kalan emirler kabul edilir ve belirli bir süre sonunda tek bir kapanış fiyatı belirlenir. Bu fiyat, en yüksek işlem hacmini sağlayan fiyat seviyesidir.

Kapanış Fiyatlı Emirler nedir?
Kapanış Fiyatlı Emirler, kapanış seansı saatleri içinde sadece miktar bilgisi girilerek gönderilen ve belirlenen kapanış fiyatından işlem görmek isteyen emirlerdir.

mıatk

cografya kaderdir
KAP bildirimi: MİA TEKNOLOJİ A.Ş. (MIATK) Özel Durum Açıklaması

Yurtdışından verilen siparişlerle ilgili olarak daha önce 12.04.2023 tarihinde yapılan KAP bildirimi ile detayları kamuoyuyla paylaşılan elektrikli bisikletler, bağlı ortağımız olan Tripy Mobility A.Ş.'ye başarıyla teslim edilmiştir.

Sahada kullanılacak olan bu bisikletlerin işletmeye alınma süreçleri hızla başlatılmıştır. Bu son teslimatlarla birlikte, Tripy Mobility A.Ş.'nin Türkiye genelindeki aktif elektrikli bisiklet filosu, 4 katına çıkmıştır.

Konuyla ilgili gelişmeleri yakından takip edeceğiz. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

MİA TEKNOLOJİ A.Ş.
Yönetim Kurulu
2 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol